
Hukuk sistemimizde mahkeme kararının tek başına kesinleşmesi yerine, kararın doğruluğunu denetlemek ve hukuka uygunluğunu sağlamak amacıyla başvurulabilecek kanun yolları mevcuttur.
Bu kanun yolları, kararın niteliğine göre istinaf ve temyiz olmak üzere iki ana kademede incelenir.
Kanun yolları olan İstinaf ve Temyiz, mahkeme kararlarının denetimini sağlarken, bu denetimi farklı kapsam ve derinlikte gerçekleştirirler.
("İstinaf Nedir?" başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.)
İstinaf, ilk derece mahkemeleri (asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemeleri, ticaret mahkemeleri vb) tarafından verilen nihai kararların, hem maddi olay hem de hukuki yönden denetlendiği kanun yoludur.
İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) yapılır.
BAM, ilk derece mahkemesinin yaptığı delil değerlendirmesini, tanık dinlemesini, bilirkişi raporlarını ve olayların hukuki nitelemesini yeniden inceler. İstinaf, "maddi vakıa" denetimi yaptığı için, bazı durumlarda Bölge Adliye Mahkemesi yargılamayı yeniden yaparak karar verebilir.
Temyiz, istinaf incelemesi sonucu verilen Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararlarının, hukuka uygunluk yönünden denetlenmesini sağlayan kanun yoludur.
Temyiz başvurusu, Türkiye'deki en yüksek mahkeme olan Yargıtay'a yapılır.
Yargıtay'ın odak noktası, ilk derece mahkemesi ve BAM tarafından uygulanan hukuk kurallarının doğru olup olmadığıdır. Diğer bir ifadeyle, yargılama sürecinde usul ve esas hukuku kurallarının ihlal edilip edilmediği denetlenir.
Her iki kanun yoluna başvurunun da belli usul şartları ve kanun yolu süreleri mevcuttur. Bu sürelerin kaçırılması, kararın kesinleşmesine ve hak kaybına yol açar. Ayrıca, her karara İstinaf veya Temyiz yolunun açık olması, belirli parasal sınırlara tabidir.
Hem İstinaf hem de Temyiz başvurusunda, sürelerin başlangıcı büyük önem taşır. Bu konudaki genel kural 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenir ve buna göre istinaf ve temyiz başvuru süreleri, gerekçeli kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesinden itibaren işlemeye başlar.
Hukuk davalarında genel kanun yolu süreleri iki hafta olarak belirlenmiştir. Bu süre, HMK veya özel kanunlarda farklı bir süre öngörülmedikçe uygulanır.
Kanun yollarının açık olup olmadığı, uyuşmazlığın değerine göre değişebilmektedir. Bu durum, yargı sisteminin iş yükünü azaltmayı ve küçük çaplı davaların hızla kesinleşmesini sağlamayı amaçlar.
Bazı davalar bakımından istisnalar söz konusu olup, parasal sınırlara bakılmaksızın, kanun yolu her zaman açıktır.
İstinaf ve temyiz arasındaki temel yapısal fark, inceleme kapsamıdır. Aşağıdaki başlıklarda detaylara değineceğiz.
İstinaf kanun yolunun en belirgin özelliği, delil değerlendirme imkânına sahip olmasıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi (BAM), ilk derece mahkemesinin maddi vakıalara ilişkin tespitlerini (olayların nasıl gerçekleştiği), tanıkların güvenilirliğini ve toplanan delillerin (bilirkişi raporları, belgeler vb.) isabetini yeniden inceleyebilir.
BAM, gerekli görürse eksik kalan delilleri kendisi toplayabilir, tanıkları yeniden dinleyebilir ve hatta davanın tamamını yeniden görerek kendisi yeni bir hüküm kurabilir.
Yargıtay'ın Temyiz incelemesindeki görevi, hukuka aykırılık denetimine odaklanmaktır.
Yargıtay, BAM'ın veya ilk derece mahkemesinin hukuku doğru uygulayıp uygulamadığını denetler. Burada incelenen; usul kurallarına uyulup uyulmadığı, kanunun yanlış yorumlanıp yorumlanmadığı veya delillerin hukuka aykırı yollarla elde edilip edilmediği gibi meselelerdir.

İstinaf ve temyiz incelemeleri sonucunda verilen kararlar, yetki ve görev alanlarının farklılığı nedeniyle çeşitlilik gösterir. BAM, kararı düzeltebilir veya yeniden hüküm kurabilirken, Yargıtay'ın temel yetkisi bozma onama kararlarıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) tarafından verilen İstinaf kararları genellikle üç ana şekilde sonuçlanır:
Yargıtay temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlar üç temel şekildedir:
Başvurulan kanun yolunun işlevi, dilekçe tekniğini doğrudan belirler.
İstinaf dilekçesi, ilk derece mahkemesinin vakıa (olay) ve delil değerlendirmesinde yaptığı hataları ön plana çıkarmalıdır. Amaç, BAM'ın dosyayı yeniden açıp incelemesini sağlamaktır.
Temyiz dilekçesi, tamamen hukukun yanlış uygulanmasına odaklanarak gerekçeli temyiz niteliğinde hazırlanmalıdır. Amaç, Yargıtay'ın uygulanan hukuku denetlemesini sağlamaktır.
Hukuk davalarında kanun yollarına başvurmak, basit bir usul işlemi değil, davanın kazanılma ihtimalini etkileyen stratejik bir karardır. Dolayısıyla süreç yönetimi için avukattan hukuki destek alınması önerilir.
Hukuk sistemimizde kural, hiyerarşik bir sıranın izlenmesidir:
Kanun yollarına başvurulurken, başvurucunun dikkate alması gereken en önemli risklerden biri aleyhe bozma yasağıdır. Temyiz incelemesi sonucunda, kararın sadece lehine başvurulan tarafın aleyhine bozulması mümkün değildir. Yani, kararı sadece kaybeden taraf temyiz etmişse, Yargıtay o kararı daha da kötüleştirecek şekilde bozamaz. Ancak, BAM kararına karşı her iki taraf da kanun yoluna başvurmuşsa, Yargıtay incelemesi sonucunda karar, ilk temyiz edenin aleyhine de bozulabilir.